PROSTAT KANSERİ
Prostat kanseri, en sık erkeklerde görülen kanser türüdür, kansere bağlı ölümlerde de ikinci sıradadır. Prostat, erkeklerde yaklaşık ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yerleşmiş, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir organıdır.
Prostat kanseri, prostat dokusundaki bazı hücrelerin anormal seyir göstererek tümör yapıları oluşturmasıyla meydana gelir, kanserler, prostatın sadece bir ya da birden çok kısmında gelişebilir.
Çoğunlukla 65 yaş üstünde görülen bu hastalık, erken dönemlerinde hiçbir belirti vermeyebilir, ancak tedavi edilmediğinde zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yaratabilir. Böyle hastalarda idrar yapmaya ilişkin bazı şikayetler oluşur.
Tanı ve tedavide geç kalınan bazı hastalarda kanserli dokular prostat içinde sınırlı kalmayıp etraftaki dokulara yayılabilir.
Prostat Kanseri Nedir?
Prostat kanseri, erkek üreme sisteminin parçası ceviz şeklindeki küçük bir bez olan prostatta gelişir. Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle meydana gelir, kanserli hücreler; öncelikle kontrol dışı büyüme göstererek prostat içine ardından prostatı çevreleyen kapsüle uzanır, kapsülü delerek prostat dışına doğru yayılır. Prostat kanseri, iyi huylu prostat bezi büyümesinden farklı olarak, prostatın merkezinden değil, kapsüle yakın merkezden uzak bölgeden kaynaklanır, bu yüzden prostat kanserinde idrar şikayetleri, daha geç dönemde hastayı rahatsız eder. Büyüme ve yayılma döneminde de yakın organlara, lenf sistemine ve kan dolaşımı yoluyla vücudun diğer bölgelerine sıçrayabilir. Prostat kanseri yavaş seyirli olduğu gibi tümör, oldukça agresif karakter gösterip kemik ve diğer organlara sıçrayabilir.

Prostat Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseri semptomları genelde hastalığın ilerleyen aşamalarında ve birçok belirti ile kendisini gösterebilir. Hastalık, sinsi ilerlediğinden asemptomatik (belirti vermediği) kişilerde erken evrede tanınması ancak düzenli tarama ile olasıdır. Hastalık semptomları, karakteristik değildir ve başka prostat hastalıklarında da görülebilir, prostat kanserinin sık görülen birçok belirtisi vardır:
- İdrar yapmada güçlük
- Sık idrara çıkma
- İdrar ya da menide kan bulunması
- Ereksiyon sorunları
- Ejakülasyon (boşalma) sırasında ağrı
- İstemsiz kilo verme
Prostat kanseri sıklıkla kemiğe metastaz yapması nedeniyle (sıçrayabildiğinden) bel, kalça veya bacakta şiddetli ağrılara yol açabilir.
Prostat bezinin mesanenin hemen altında yerleşmesi yüzünden en sık olarak ortaya çıkan belirtiler, üriner sisteme ait sorunlardır. Tümör sebebiyle prostattaki büyüme sonrasında prostat bezi, mesane ve idrar yollarına baskı yaparak sık idrara çıkma, kesikli ve yavaş akımlı işeme ve hematüri olarak tanımlanan idrar yaparken kan gelmesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Erektil disfonksiyon (impotans) olarak adlandırılan ereksiyon sorunu da kişilerde prostat kanserine bağlı ortaya çıkan belirtiler arasında yer alabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Bu belirtiler, benign prostat büyümesi, prostat iltihabı (prostatit) gibi diğer durumlarda da ortaya çıkabilir ve prostat kanserinin belirgin semptomları değildir; bu belirti ve şikayetleri olan yaklaşık on kişiden sadece biri, prostat kanserine sahiptir.
Prostat Kanserinin Nedenleri Nelerdir?
Prostat kanserinin sebepleri tam olarak bilinmemektedir, ailede prostat kanseri öyküsü olması, sigara tüketiminin fazlalığı riski artırmaktadır. Yaşın ilerlemesi, düzensiz ve dengesiz beslenme; özellikle yüksek ısıda pişmiş gıdaların, hayvansal yağ ve kırmızı etten zengin beslenme, aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı, yaş, siyah ırk, ailede prostat veya meme kanseri öyküsü, yüksek erkeklik hormonu düzeyleri ve sedanter yaşam şekli diğer risk faktörleri arasındadır.

Prostat Kanseri Tedavisi
Prostat kanserinin tedavi edilmesinde kanserin büyüme hızı, yayılım durumu, hastanın genel sağlık durumu ve uygulanacak tedavinin etkinliğinin yanında, olası yan etkilere bağlı olarak da farklı tedaviler tercih edilebilir. Eğer prostat kanseri erken bir evredeyse, derhal tedavi yerine takip önerilebilir, cerrahi seçenek ise prostat kanserinde en yaygın ve etkili tedavi yöntemleri arasındadır. Robotik, laparoskopik ve açık cerrahi yöntemler bulunup her cerrahi teknik hastaya göre tercih edilmelidir. Cerrahi yaklaşımda amaç, prostatın tamamının alınmasıdır, uygun vakalarda da prostat çevresinde bulunan ve peniste sertleşmeye yardım eden sinirler korunabilir.
Laparoskopi, erken evre prostat kanserinde tercih edilen ameliyattır, erken evrede prostat ışın tedavisi (radyoterapi) de uygun hastalarda önemli bir tedavi seçeneğidir. Kanser kontrolü açısından yüksek başarı oranlarına sahip laparoskopik cerrahi, hastaya konforlu bir ameliyat süreci sağlar, 4-5 adet küçük delikten yapılan bu ameliyatlar sonrasında, hasta daha az ağrı çeker ve günlük işlerine kısa sürede dönebilir. Ameliyat kesisi olmadığı için bu ameliyatlar kozmetik bakımdan da büyük oranda hasta memnuniyeti sağlar. Prostat kanseri tanısı ve tedavisindeki önemli gelişmeler, gelinen noktada bu hastalığı korkulan bir hastalık olmaktan çıkarmıştır.
Sık Sorulan Sorular
Erkek üreme sisteminin bir parçasıdır prostat bezi, boşalma sırasında meni ile karışan sıvı yapar bu sıvı spermin korunmasına yardım eder.
55 yaş üstü erkekler hastalığa daha yatkındır ve yaşlandıkça da prostat kanseri geliştirme riski artar, nitekim prostat kanserlerinin yaklaşık yüzde 60’ı, 65 yaş üstü erkeklerde görülür. Prostat kanseri için diğer risk faktörleri şunları içerir:
- Etnik köken (siyah erkekler en yüksek riske sahiptir)
- Ailede prostat kanseri öyküsü
- Sigara içmek
- Obezite
Bazı agresif kanserler, prostatın dışına hızla yayılım gösterir (metastaz yapar) prostat kanseri en sık kemiklere ve lenf düğümlerine yayılır ve karaciğer, beyin, akciğerler ve diğer organlarda da gelişebilir.
Ultrasonografi, insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgalarından yararlanılarak, iç organların incelenmesinde kullanılan bir tanı tekniğidir, cihaz, bilgisayar ve elektronik elemanlar içeren bir konsol, video görüntü ekranı ve vücudu taramak için kullanılan ‘prob’ adı verilen parçalardan oluşur. Prostatın iyi ve kötü huylu büyümelerinin belirlenmesinde kullanılan ultrasonografik inceleme, karın ön duvarından yapıldığında Trans Abdominal Ultrason (TAUS), makat yolu ile yapılırsa da Trans Rektal Ultrason (TRUS) olarak adlandırılır.
TAUS işleminde ultasonografi probu, karın bölgesine konarak, ultrasonografi dalgalarının güçlendirici etkisiyle prostat görüntülenir.
TAUS uygulamasında ultasonografi probu, karın bölgesine konarak, ultrasonografi dalgalarının güçlendirici etkisiyle prostat görüntülenir, bu işlem için mesanenin dolu olması gerekir. İşlemden 1.5 – 2 saat önce 1.5 litre (yaklaşık 6 bardak) su içilmesi yeterlidir. TRUS işleminde de, steril kaplanmış özel ultrasonografi probu ile makat yolundan prostat görüntülenir. Bu işlem için bağırsak temizliği gerektiğinden; bir gün önce akşam yemeği sonrası müshil ilacı içilmesi ve işlemden hemen önce mesanenin boşaltılması gerekir.
Hastaya zarar vermemesi ultrasonografinin prostat kontrolünde önemli bir avantajıdır. Kolay uygulanması, maliyetinin düşüklüğü ve iyonize radyasyon içermemesi diğer belirgin avantajlarındandır. Transabdominal ultrason uygulamasında, prostatın boyutu, ağırlığı ve anatomik şekli saptanır. Transrektal ultrason uygulamasında bunların yanı sıra, prostatın doku detayları da değerlendirilir. Bu işlem esnasında Renkli Doppler ve Power Doppler yöntemleriyle kanserden şüphelenilen alanların kanlanması değerlendirilebilmektedir ve aynı seansta ön hazırlık şartıyla biyopsi işlemi de gerçekleştirilebilir. Ultrasonografi incelemesi hekime, bir yandan hastanın prostatı hakkında detaylı bilgi verirken diğer yandan doğru tanıya ulaşmada ve uygun tedavinin planlamasında yardımcı olabilir.
Sağlıklı ve doğru beslenmeden, yaşam tarzına prostat kanseri riskini azaltabilecek etkili önlemler bulunur; domates, karpuz, kuşburnu, pembe greyfurt, papaya gibi kırmızı meyvelere rengini veren likopen, güçlü antioksidanlardandır. Anti inflamatuar özelliklere sahip izoflavonun prostat kanserine karşı koruma sağladığı yönünde, birçok çalışma söz konusudur, nar tüketmek özellikle de nar suyu PSA seviyesini kontrol altında tutarken; prostat kanserine karşı da koruyucu özellikler barındırır. Zerdeçal, anti enflamatuvar özelliği yanında içerdiği curcumin maddesi nedeniyle prostat büyümesi ve prostat kanserine karşı müthiş bir koruyucudur, öte yandan düzenli fiziksel aktivitelerin de prostat kanseri geliştirme ihtimalini düşürdüğünü ortaya koyan değişik çalışmalar bulunmaktadır.
OP. DR. İ. KIVANÇ CAVILDAK
Online randevu formundan veya +90 505 269 95 43 nolu telefon numarasından bizimle iletişime geçebilirsiniz.