Böbrekler, bir yandan yaşamın sürmesi için atık maddelerin vücuttan atılmasını sağlar diğer yandan vücut için gerekli olan bazı maddeleri filtre ederek, bunların seviyelerini ayarlar. Ancak böbreklerde bu görevle ilgili mekanizmadaki sorunlara bağlı böbrek taşları oluşabilir.
Bu mekanizmaların hangi nedene bağlı bozulduğu halen net olarak bilinmese de taş hastalığının beslenmeden genetiğe, yaşanılan coğrafyadan cinsiyete kadar çeşitli etmenlere bağlı olarak meydana geldiği düşünülmektedir.
Bazen uzun süre bir belirti göstermeyen bu taşlar, kimi zaman idrar yoluna düşerek hastaların dayanılmaz ağrılarla sağlık kuruluşlarına başvurmasına neden olabilir.
Nedenleri?
Kandaki bazı mineraller, böbreklerden atılırken idrarda belli bir çözünürlükte ve denge halinde bulunur fakat çeşitli sebeplerle kristallerin çözünürlüğünün azalması ve birikmesine bağlı olarak böbrek içinde yer alan odacık benzeri toplayıcı sistemlerde kristaller çöker ve taş oluşur.
Taşların yaklaşık yüzde 80’ini, kalsiyum oksalat taşları oluşturur bunun dışında enfeksiyonlara bağlı taşlar ile ürik asit taşları, sistin taşları ve kalsiyum fosfat taşları da görülür.
Taş oluşumunda, beslenmeye bağlı faktörler özel önem taşımaktadır ve bunların en önemlisi de yeterli miktarda sıvı tüketilmemesidir. Beslenme alışkanlığında yüksek hayvansal protein alımı, sodyum tüketiminin yüksekliği, rafine şekerlerin çok kullanılması, kahve veya kakao tarzı gıdaların çok tüketilmesi de nedenler arasındadır. İdrar yolu enfeksiyonları, böbrekteki yapısal bozukluklar ile bazı ilaçlar ve genetik faktörler de taş oluşumunda etkili olabilmektedir.
Belirtileri?
Çok küçük taşlar, fark edilmeden idrar yolundan geçebilirken, taş boyutları büyüdükçe böbrekte ve mesaneyi birbirine bağlayan tüpte (üreterde) sıkışabilir.
Ağrı şikayeti böbrek taşı olan hastalarda en sık görülür, bazı hastalarda ağrı fark edilmeyecek kadar hafif seviyede, bazılarında ise son derece şiddetli olabilir. Böbrek taşlarından kaynaklanan ağrılar genelde kendini aralıklarla gösterip kaybolan ağrılar şeklinde görülür hastalar bunu genellikle “yan ağrısı” olarak tanımlar ve bu ağrı dışında, böbrek taşlarının belirtileri şunlardır:
- İdrar yaparken ağrı
- İdrarda kan
- Mide bulantısı ya da kusma
- Sık idrara çıkma
- Az miktarlarda idrar yapma veya idrar yapma zorluğu
- Ateş ve titreme
Kimi hastalarda da herhangi bir şikayet olmadan, başka amaçla yapılan tetkikler sonucunda da tesadüfen böbrek taşları saptanabilir.
Tanı Yöntemleri
Böbrek taşı hastalığında; hastanın öyküsü ve fizik muayeneyle birlikte, saptanan bulguları desteklemek ve tanıyı netleştirmek için üriner sistem grafisi ve ultrasonografi yapılabilir ve bu iki tetkik birlikte kullanıldığı zaman böbrek taşlarının çok büyük bir kısmı tespit edilebilir.
Zaman zaman taşa bağlı görülen idrar yolu enfeksiyonları ya da idrarda kanamanın tespitine yönelik idrar analizi yapılır. Bunun yanında taşların niteliğinin tespit edilmesi ya da nedenlerinin araştırılması için kan tetiklerine başvurulabilir, çok küçük taşların tespiti veya ameliyat planlanan hastalarda böbrek anatomisinin görülebilmesine yönelik kontrastsız Bilgisayarlı Tomografi (BT) çekilebilir.
Böbrek taşlarının tespiti ve idrar yollarının değerlendirilmesinde kullanılan başka bir yöntem olarak intravenöz piyelografide (IVP) hastanın damar yolundan röntgen altında belirlenebilen bir ilaç verilir ve kan böbreklerden süzüldükten sonra ilaç idrar yollarından geçerken röntgen çekilir, böylece vücuttaki, böbrek taşları, idrar yollarındaki tıkalı alanlar ve böbreklerde kan akışı gözlemlenebilir.
Tedavi Yöntemleri
Tetkiklerle böbrek taşı tanısı konulduktan sonra; tedavi planlamasında en önemli faktörler taşın büyüklüğü ve böbrek içindeki yerleşimidir. Böbrek taşının boyutu büyüdükçe hastanın taşı kendiliğinden düşürme şansı azalır bunun yanında böbrek toplayıcı sistemlerinde, üst kısımda yerleşen taşların düşme olasılığı alt kısımda yerleşenlere oranla daha fazladır.
Tedavinin şekli; hastanın taşa bağlı ağrısının şiddeti, taşın böbrekte herhangi bir hasara neden olup olmamasına ve böbrek fonksiyonlarını bozup bozmamasına göre belirlenir.
Sık tekrarlayan böbrek taşlarında, bu taşlara yol açan altta yatan sebebin belirlenmesi tedavide önem taşır, bunun için özellikle detaylı laboratuvar testlerinin yapılması, kanda kalsiyum, magnezyum, fosfor, ürik asit, D vitamini ve parathormon seviyelerine bakılması gerekebilir.
Hastanın idrar pH’sının, idrarda sistin, ürik asit, oksalat düzeylerinin incelenmesi ve altta yatabilecek metabolik veya hormonal bir neden belirlenirse bunların tedavi edilmesi böbrek taşlarının tedavisinde ve önlenmesinde önemlidir.
Böbrekte veya idrar yollarındaki yapısal bozukluklar radyolojik tetkiklerle ayrıntılı araştırılır, gerekirse cerrahi yöntemlerle düzeltilebilir.
İnatçı böbrek taşlarında taşın cinsine göre ilaç tedavisine gidilebilir, her ne kadar tedavi tekniği ve kullanılacak ilaçlar değişse bile, tedavinin temel amacı; idrardaki kristallerin çözünürlüğünü artırmak ve bunların böbrekte çökerek taşlaşmasını engellemektir.